51041 entry daha
  • ekrem imamoğlu tam 127 gündür tutsak! unutma, unutturma!
  • listede adını göremedim! unutulmasın.
  • ekrem imamoğlu t24'e yazdı. metnin tamamını ekledim. mutlaka okuyun.

    --- spoiler ---

    alacağı her karar, yapacağı her kanun için cumhurbaşkanının iki dudağının arasından çıkacak bir çift sözü bekleyen milletvekillerinin çoğunluğu oluşturduğu bir yasama; cumhurbaşkanı adaylarını, parti liderlerini, seçilmiş milletvekillerini, gazetecileri, öğrencileri, sendikacıları cezaevine doldurup, ülkenin birinci partisini kimin yöneteceğine karar vermeye kalkışan bir yargı; “faiz sebep enflasyon sonuç” diyen cumhurbaşkanının talimatıyla faizleri düşürüp önce enflasyonu sonra faizleri zıplatan, atacağı her imza için “beyefendi ne der?” diye düşünen bir yürütme…

    kuvvetler ayrılığına, denge ve denetime, yargı bağımsızlığına, demokrasiye, adalete, liyakate, iyi yönetime, berekete ve refaha veda etmiş bir ülke…

    ülkemin hali ne yazık ki bu.

    peki türkiye hep böyle miydi?

    değildi.

    yasamamızda, yargımızda, yürütmemizde, kuvvetler ayrılığında, denge ve denetleme sisteminde, demokrasimizde hep sorunlar vardı. ama bugünkü manzara bir başka.

    demokrasimizin bu kadar gerilediği, kuvvetler arası ilişkinin bu kadar bozulduğu, yürütmenin hem yasamaya hem de yargıya bu kadar hâkim olduğu bir dönemimiz hiç olmamıştı. ülkeyi yönetmek üzere seçimle iş başına gelenlerin kendilerini bu kadar devlet saydığı, devlet mekanizmasının bu kadar siyasileşip, bu kadar muhalefete karşı kullanıldığı bir dönem hiç olmamıştı.

    peki ne oldu da işler bu hale geldi?

    cevabı hepimiz biliyoruz. cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diye afili bir adla anılan otoriter tek adam rejiminden başka bir sebebi yok bu olanların. 2016'daki darbe girişiminin yol açtığı siyasi atmosferi ve ohal kapsamında, basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı ortamı kullanarak yapılan anayasa değişikliğiyle türkiye'nin yüz elli yıllık parlamenter sistemi sona erdirildi.

    gazi meclis zayıflatıldı. meclisin kanun yapma, bütçe belirleme ve hükümeti denetleme işlevi zayıflatıldı. gensoru ve sözlü soru imkanları ortadan kaldırıldı, meclis soruşturmaları imkânsız nisaplara bağlandı ve böylece denetim mekanizmaları yok edildi veya işlemez hale geldi. geçmişte, devletin tarafsız başı olan cumhurbaşkanı artık bir siyasi partinin genel başkanı; yürütmenin başı olarak seçimlerde partisinin milletvekili listelerini belirleyip yasama üzerinde kontrolsüz bir güç edinmiş durumda.

    tüm bu yapısal sebeplerle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi parlamentoyu esaslı ölçüde zayıflattı.

    yargının temel taşı olan hâkimler ve savcılar kurulu'nun yapısı değiştirildi ve yürütmenin fiili etkisi altına girdi, yargı bağımsızlığı zayıflatıldı.

    devletin tüm yetkilileri, a'dan z'ye bir kişinin takdirine kalmış bir karar sistemiyle atanıyor. atamalar, kişilerin görev süreleri kanun koruması altındayken, her kurumla ilgili kanunda liyakat/tecrübe kriterleri mevcutken, tüm bunlar yok edilerek devletin kurumsal yapısı zayıflatıldı.

    yasama ve yargının yürütme üzerindeki denge ve denetleme gücü zayıflatıldı, yürütme fiilen yasama ve yargıyı kontrol etmeye başladı. yürütmenin bütünüyle cumhurbaşkanına devredildiği bir “süper başkanlık” modeli getirildi. kuvvetler ayrılığı ilkesi fiilen ortadan kalktı, kuvvetler birliği modeline geçildi.

    berekete, refaha, adalete, liyakate, iyi yönetime kavuşabilmek için bu tek adam rejiminden kurtulmak, demokrasiye, kuvvetler ayrılığına, hukukun üstünlüğüne dönmek zorundayız. yargıyı bağımsız, meclis'i yeniden siyasetin merkezi kılmadan, yürütmeyi ehliyet sahiplerine teslim etmeden, cumhurbaşkanının gücünü sınırlamadan ne refaha kavuşabiliriz ne adalete ne de berekete.

    bütün bunların gerçekleşeceği bir türkiye uzak değil. önümüzdeki ilk seçimlerden sonra bunları tek tek yapmaya başlayacağız.

    kuvvetler ayrılığını yeniden tesis edeceğiz

    ülkemizin bereketini kaçırıp milletimizi fakirliğe mahkûm eden, her kararı tek adamın ağzından çıkacak söze bırakan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi'ni muhakkak değiştireceğiz.

    halkın tamamının seçtiği tek organ olan tbmm'yi siyasetin merkezine yerleştirebilmek ve yargıyı yürütmenin tasallutundan kurtarabilmek için ne yapacak ne edecek bu sistemden kurtulacağız. tbmm'de anayasayı değiştirecek bir büyük uzlaşma sağlayıp parlamenter sisteme döneceğiz.

    parlamenter sisteme dönene kadar boş durmayacak, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi'ni demokratikleştirecek reformlar yapacağız. cumhurbaşkanlığı yetkilerini kullanmak, meclis'te yasal düzenleme yapmak ya da anayasal değişikliğe gitmek, hangisiyle yapabiliyorsak o yolla, yürütmenin yetkilerini sınırlandıracak, yasamayı güçlendirecek ve yargıyı bağımsız kılacağız.

    öncelikle cumhurbaşkanlığına bağlı çalışan kurulları lağvedecek, bu kurullarca ifa edilen yetki ve görevleri ilgili bakanlıklara devredeceğiz. halk tarafından seçilmiş milletvekilleri arasından belirlenecek bakanlar yetkili ve söz sahibi olacaklar.

    ardından yürütmenin vesayeti altına girmiş, dengeleme ve denetleme gücünden mahrum edilmiş bulunan meclis'e gücünü ve itibarını yeniden kazandıracağız. cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi'nde kaldırılan ya da etkisizleştirilen genel görüşme, soru, meclis araştırması, gensoru gibi denetim araçlarını geri getirecek ya da işlevsel kılacağız. tbmm'nin bütçe hakkını güçlendireceğiz.

    torba kanun uygulamasını kaldıracak, temel kanun uygulamasını amacına uygun hale getirecek, kötüye kullanımına son vereceğiz.

    yasama süreçlerine sivil toplumun ve akademinin desteğini artıracağız. tbmm komisyonlarının uzman kapasitesini artıracak, milletvekillerinin yasama ve denetim faaliyetlerini etkinleştirecek, komisyonların stk'lar ve akademiyle işbirliği içinde çalışmasını sağlayacağız.

    yeni bir meclis iç tüzüğü hazırlanmasına öncülük edecek, müzakereyi ve muhalefetin meclis gündemini belirleme hakkını iç tüzükle güvence altına alacağız.

    yargıyı yürütmenin tasallutundan kurtaracağız

    köklü bir yargı reformu yapacağız. yargıyı tarafsız ve bağımsız, hukuku üstün, adaleti erişilebilir kılacağız. aym ve aihm kararlarının bağlayıcılığını tartışmasız kabul edecek, anayasal denetim mekanizmalarını güçlendireceğiz. anayasa mahkemesi'nin görev tanımını yeniden yapacak, cumhurbaşkanlığı kararnamelerini ve tüm yürütme işlemlerini yargı denetimine tabi kılacağız.

    hsk'nın yapısını yargı bağımsızlığını güvence altına alacak şekilde yeniden düzenleyeceğiz. hâkim ve savcı atamalarında coğrafi teminat ilkesini getirecek, doğal hâkim ilkesine saygı göstereceğiz. yargılama devam ederken hâkim ve savcıların değiştirilmesine izin vermeyeceğiz.

    hukukun üstünlüğüne döneceğiz
    vatandaşların düşüncelerini serbestçe dile getirdiği, kimsenin fikir, inanç ve kimliğinden dolayı dışlanmadığı bir siyasi iklim oluşturacağız. terörle mücadele kanunu'nda ve türk ceza kanunu'nda ifade özgürlüğünü kısıtlayan düzenlemeleri değiştireceğiz. cumhurbaşkanına hakaret, dezenformasyon yasası gibi yasaların keyfi biçimde uygulanmasının önüne geçeceğiz.

    toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının evrensel ölçülerde kullanılmasını sağlayacak, kolluğun orantısız ve uluslararası insan hakları standardına aykırı biçimde kuvvet kullanmasına son vereceğiz.

    sendikal hakların etkin şekilde korunmasını, çalışanların örgütlenme ve toplu sözleşme haklarının güçlendirilmesini sağlayacak, emek mücadelesini engellemeye dönük grev yasaklarına son vereceğiz.

    seçimleri adil ve serbest kılacağız

    siyasi rekabetin eşit şartlarda gerçekleşmesini ve seçmen iradesinin eksiksiz bir biçimde meclise yansımasını sağlamak için siyasi partiler kanunu'nu değiştirecek, seçim güvenliğini sağlamak için ysk'yı bağımsızlaştıracağız. iktidar partilerinin seçim dönemlerinde avantaj elde etmelerine yol açan uygulamalara son vereceğiz. siyasi partilerin mali kaynaklara ve medyaya erişiminde adaleti sağlayacağız. siyasetin finansmanını şeffaflaştıracak, siyasi partilere yapılan devlet yardımlarının adil olmasını sağlayacağız. bağış ve harcama süreçlerini kamuya açık hale getireceğiz. siyasi ahlak yasasını çıkaracak, temiz siyaseti hâkim kılacak, yolsuzluklarla etkin mücadele edeceğiz. siyasetin finansmanının şeffaflaşmasını “görev yapacak il başkanı bulamayız” diyerek karşılayan anlayıştan kurtulduğumuzda, türkiye'de siyaset gerçek manada millet için yapılacak.

    şiddeti savunmayan tüm siyasi yaklaşımları meşru ve yasal kabul edeceğiz. muğlak suçlamalarla parti kapatmalarına son verecek, bireysel sorumluluk ilkesini esas alacağız. belediye başkanlarının yargı süreci tamamlanmadan görevden alınmasına imkân veren kayyım uygulamalarını kaldıracağız.

    işleri ehline emanet edeceğiz

    kamu görevlilerinin atanmasında nesnel kriterlerin esas alınmasını temin edeceğiz. üst kademe kamu personeli istihdam edilirken yapılacak mülakatlarda görüşmeleri kayıt altına alacak, sonuçlara itiraz hakkı getireceğiz.

    alt kademe kamu personeli alımlarında mülakatı kaldıracak, yazılı sınavların güvenilir komisyonlar tarafından hazırlanmasını sağlayacağız.

    bakanlıklarda müsteşarlık sistemini yeniden getireceğiz.

    medyayı özgürleştireceğiz

    medya özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü güvence altına alacağız. medya mensuplarına yönelik baskıları bitirecek, basın özgürlüğünde evrensel standartları geçerli kılacağız.

    medya sahipliğini şeffaf hale getirecek, medya gücünün ekonomik ve siyasi nüfuz oluşturmakta kullanılmasının önüne geçeceğiz. medyada çoğulculuğu ve kamusal denetimi esas alacağız.

    kamusal tartışma ve haber/bilgi alma hakkını güçlendireceğiz. reklam gelirlerinin dağıtımında şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini esas alarak, bağımsız bir denetim platformu oluşturacağız. rtük ve basın ilan kurumunu yeninden yapılandıracak, her iki kurumun da tarafsızlık, şeffaflık ve eşitlik ilkelerine uygun bir biçimde çalışmasını sağlayacağız.

    trt'nin ve anadolu ajansı'nın tarafsız, ilkeli ve kamu yararına yayın yapmasını temin edeceğiz.

    dijital ve geleneksel medyayı birlikte ele alan yeni bir medya yasası hazırlayacağız. google ve meta gibi dijital devlerin reklam gelirlerinden yerel medya kuruluşlarına pay aktarımını zorunlu kılacağız. dijital platformların algoritmik karar alma süreçlerine şeffaflık getirilerek içerik üreticileri için adil rekabet koşulları oluşturulmasını teşvik edeceğiz.

    düzenleyici ve denetleyici kurumları özerkleştireceğiz

    güçlü bir devlet için güçlü, kaliteli, hesap verebilir, şeffaf kurumlar gerekir. gerçek ekonomik ve idari istikrar, güçlü kurumsal yapıyla sağlanır. çünkü kurumsal yapı, ekonomide öngörülebilir ve rasyonel kararların alınmasını sağlar.

    çağdaş ekonomilerde güvenin sağlanması için düzenleyici ve denetleyici kurumların özerkliği kritik önem taşır. bu kurumlar liyakatli, profesyonel ve ekonominin tüm paydaşları açısından adil rekabet koşullarını sağlayan objektif kararlar alabilirse, ekonomiye güven artar, yatırım ortamı güçlenir ve ekonomi “kapsayıcı” hale gelir.

    iktidardan bağımsız olması gerekirken fiilen cumhurbaşkanlığına bağlanıp iktidarın siyasi çıkarları doğrultusunda faaliyet gösteren düzenleyici ve denetleyici kurumları özerk, hesap verebilir ve profesyonel yapılara dönüştüreceğiz.

    rtük, tcmb, bddk, tüik, spk, epdk, kamu ihale kurumu gibi düzenleyici ve denetleyici bütün kurumları siyasi baskıdan ve yürütmenin vesayetinden kurtaracak, kamu yararına uygun hareket etmelerini sağlayacağız. bu kurumlara yapılacak atamaları şeffaf ve denetlenebilir kılacak, atanacak yöneticilerde ve kurul üyelerinde ilgili sektörde eğitim ve deneyim şartı arayacağız.

    yerel yönetimleri güçlendireceğiz

    yerel yönetimleri idari, mali ve siyasi açıdan güçlendirecek, demokratik çoğulculuğu temel şart haline getireceğiz. son yıllarda anlamını ve gerekçesini yitirmiş bir biçimde, yerel yönetimlerin yetkileri esaslı şekilde törpülenmiş, pek çok yetki cumhurbaşkanı veya ilgili bakanlığa devredilmiştir.

    yerel yönetimleri sadece hizmet birimleri olarak değil demokrasinin derinleşip yerleşmesine hizmet eden kurumlar olarak göreceğiz. yerel yönetimlere daha fazla yetki devredeceğiz. bu çerçevede kayyım uygulamalarına son verecek, seçmen iradesinin yargı ve bürokrasi eliyle gasp edilmesine izin vermeyeceğiz.

    belediyelere ayrılacak bütçe payında ve kaynak aktarımında adaleti sağlayacak, yerel yönetimlerin mali özerkliğini anayasal güvenceye kavuşturacağız. katılımcı demokrasiyi yaygınlaştırmak amacıyla mahalle meclisleri, yerel referandumlar ve kent konseylerini etkinleştireceğiz.

    refah, adalet ve demokrasi…

    bu üç kavram birbiriyle doğrudan bağlantılı. adalet ve demokrasi olmadan refahın olması mümkün değil.

    bir devlet ancak adalete dayanırsa halk nazarında güçlü meşruiyete sahip olur, ancak adalet olursa toplumsal huzur gerçekleşir ve ülke refaha kavuşur. vatandaşlar ancak adil ve güvenli bir ortamda olursa, motive olur, üretir ve uzun vadeli yatırımlar yapar. ancak adalet olursa beyin ve sermaye göçü tersine döner, türkiye dünya için cazibe merkezi olur.

    adalet ve hukuk olmayan ülkede bereket olmaz.

    bahsettiğimiz bu reformları yaptıkça, ekonomimiz hızla düzelecek, 86 milyon insanımız yoksulluğu değil zenginliği, güçlü geleceği ve bereketi konuşacak.

    21. yüzyılda mesele doğal kaynak değil insan kaynağıdır.

    biz insan kaynağımıza da insan irademize de güveniyoruz.

    çalışacağız, üreteceğiz, adil paylaşacağız.

    barış ve huzur içinde refahi, adaleti ve bereketi yaşayacağız.

    çok az kaldı.

    --- spoiler ---

    kaynak

    seni cumhurbaşkanı yapacağız.
  • t24'e yazdığı yazıdan sonra nedense en geç sonbahar aylarına doğru çıkacağını düşünüyorum.

    bahsettiğim yazıdan önce parlamenter sistem hakkında pek kayda değer bir şey demiyordu.. bu sefer resmen parlamenter sisteme dönüleceğini açıklamış kendisi. bana kalırsa aslında pazarlıkların bir noktasında da bu vardı. birileri imamoğlu'na “başkanlık sistemini sana vermeyiz” diyordu. belki imamoğlu'da hemen parlamenter sisteme dönmek istemiyordu.

    t24'e yazdığı yazı ile “parlamenter sistem” konusunda “tamam” dediğini ilan etmiş.

    başkanlık sisteminde cumhurbaşkanı olan imamoğlu'nun hesaplaşması daha farklı olabilirdi. bu durum bile bazılarını korkutmuştur eminim.
  • bugün yollar hep ıslaktı, çiçek sulamalarından.başkanın tutsak olduğu, böyle ayrıntılardan bile belli oluyor.baskılara direnecek başkan.
  • t24'teki yazısında yer alan vaatlerine karşı olmak için haram paraya bağımlı bir suç örgütü üyesi olmak gerekir.

    bugünün türkiye'sinde adaleti, demokrasiyi, aklı selimi temsil eden siyasetçidir.

    yazı linki: https://t24.com.tr/…-demokrasiyle-getirecegiz,50842
  • geleceğin cumhurbaşkanı sayın ekrem imamoğlu’nun t24’te yayımlanan yazısı hakkında bazı eleştirilerde bulunmak istiyorum. belki bir danışmanı görür de değerlendirme fırsatı bulurlar.

    yazı bağlantısı: [refahı ve adaleti demokrasiyle getireceğiz]
    https://t24.com.tr/…-demokrasiyle-getirecegiz,50842

    bir

    1. artık sayın imamoğlu’ndan hükümet vizyonunu somut olarak görmeyi bekliyoruz. “şöyle yapacağız, böyle başaracağız” gibi içi boş ve tekrarlanan ifadeler toplumun beklentilerini karşılamıyor. türkiye’yi 2025 dünyasına entegre edebilecek, çağdaş, sosyal demokrat bir program ortaya koymak gerekiyor. söz konusu yazıyı okuduğumda, 2018’de muharrem ince’nin “tüm kadrom hazır, seçildiğimde açıklayacağım” şeklindeki inandırıcılıktan uzak söylemini anımsadım. sayın imamoğlu çok daha radikal söylemler tutunmalı ceza hukukunu baştan yazacağız, infaz kanunlarını baştan yazacağız gibi chp'nin çekingen pasif tavırlarından vazgeçip sahip olduğu halk desteğinin farkına varmalı.

    2. sayın imamoğlu artık sadece chp’yi değil, türkiye'yi aşan bir siyasi çerçeve sunmalıdır. modern bir sosyal demokrat olarak, kapsamlı bir programla ortaya çıkmalı ve icraat önerilerini net biçimde ortaya koymalıdır. örneğin, “bddk ve hsyk’yı özerkleştireceğiz” demek, tek başına yeterli değildir. bu kurumların nasıl yeniden yapılandırılacağı, hangi yasal değişikliklerin yapılacağı ve hangi ilkelere göre işleyeceği gibi detayların da açıklanması gerekir.

    3. ekrem imamoğlu chp’yi nasıl aşabilir?

    sayın imamoğlu, chp’yi aşmak istiyorsa, partinin son yıllarda benimsediği kapsayıcı kitle partisi çizgisini daha ileriye taşımalıdır. “önce insan” anlayışıyla, bu ülkeye aidiyet duygusu zayıflamış tüm toplumsal kesimleri kapsayan; onların vatandaşlık bilincini derinleştiren bir söylem inşa etmelidir.

    türkiye’nin uzun yıllardır hapsolduğu “bölünme” ve “parçalanma” paranoyalarından sıyrılarak, “vatandaş her zaman güçlü ve adil bir türkiye’den yana olur” özgüveniyle hareket etmesi gerekmektedir. bu, hem siyasal iletişimde hem de kurumsal dönüşüm vizyonunda yeni bir eşik anlamına gelecektir.

    4. parlamenter sistem ısrarı ve yerine konacak modelin açmazları

    başkanlık sistemi, parlamenter sistemin aksine yürütme ile yasamayı net biçimde birbirinden ayırır. parlamenter sistemde ise hükümet, yasama organının içinden çıkar; yürütme yetkisini kullanan kişiler aynı zamanda milletvekilidir. bu durum, özellikle çoğulcu yapıya sahip ülkelerde siyasi istikrarsızlığa zemin hazırlayabilir.

    chp, oy oranı %45’e ulaşsa dahi, mevcut sistemde tek başına hükümet kurabilecek bir meclis çoğunluğunu elde edememektedir. bu da gelişmekte olan bir demokrasi için sürekli koalisyon ihtiyacı, istikrarsızlık ve siyasal kaos anlamına gelebilir.

    sayın imamoğlu’nun bu noktada daha radikal bir söylemle, mevcut başkanlık sistemini revize etmeyi; yasamayı güçlendirmeyi fakat yürütmenin doğrudan halk tarafından seçilmeye devam etmesi gerektiğini savunması daha gerçekçi bir yaklaşım olabilir. örneğin, başkan yardımcısının meclis’ten güvenoyu alarak göreve gelmesi gibi hibrit bir model tartışmaya açılabilir. ayrıca yerel yönetimlerin yetki ve kaynak açısından güçlendirilmesi de bu sistemin tamamlayıcı unsuru olabilir. bu konuda detaylı çalışmak gerekli.

    iki

    somut politika önerileri

    sayın imamoğlu’nun, deva partisi'nin pdf siyasetçiliğine benzemeyen ama aynı derecede uygulanabilir ve net öneriler içeren bir politika çerçevesi sunması büyük önem taşımaktadır.

    1. yerel yönetimlerin güçlendirilmesi

    yerel yönetimlerin en temel sorunu, mali bağımsızlıktan yoksun oluşlarıdır. bu nedenle, bazı vergi kalemlerinin (örneğin kdv, turizm vergisi gibi) doğrudan yerel yönetimlere tahsisi sağlanmalıdır. yerel meclislerin yetki alanları ve karar alma gücü artırılmalı; şehirlerin kendi ihtiyaçlarına göre kaynak kullanımında özgürleşmesi sağlanmalıdır.

    2. siyasi partiler kanununun değişmesi

    hazine yardımları tüm partiler için kaldırılmalı; partiler, üyelerinden toplanan aidatlarla finanse edilmelidir. bu, partilerin sahici üyelik tabanı oluşturmasını teşvik edecek; kâğıt üzerindeki, işlevsiz ve pasif milyonlarca üyelik sona erecektir.

    ön seçim tüm partiler için zorunlu hale getirilmelidir. genel başkanlara kontenjan hakkı tanınacaksa, bu kontenjanlar belirli seçim bölgelerinde ve listelerin ilk sıralarında olmamak kaydıyla sınırlandırılmalıdır (10-15 arasında)

    3. seçim kanununun reformu

    seçim çevrelerinin sayısı artmalı, çift dereceli dar bölge sistemi gibi vekil- seçmen bağını güçlendiren modeller hayata geçirilmelidir.

    milletvekillerinin yasama faaliyetlerindeki bağımsızlığı ve hesap verebilirliği garanti altına alınmalıdır.

    4. yargı reformu ve bağımsızlık

    hâkim ve savcılara coğrafi teminat getirilmelidir.
    hâkimlik mesleği, belirli bir yaştan sonra edinilen, deneyim gerektiren bir meslek haline getirilmelidir. adaylardan yüksek lisans, doktora ya da belirli süre avukatlık/savcılık yapma şartı aranmalıdır.
    adli ve idari kolluk net şekilde ayrılmalıdır.

    5. yükseköğretim politikası

    her bireyin üniversite eğitimi alması teşvik edilmelidir; ancak üniversite mezuniyetinin kamu istihdamı anlamına gelmediği açık biçimde vurgulanmalıdır.

    üniversitelerde kalite, nitelikli araştırma ve meslekle bağ kuran uygulama modelleri teşvik edilmelidir.

    6. kamu personel sayısının gözden geçirilmesi

    kamu bürokrasisindeki verimsizliklerin giderilmesi adına memur sayısı azaltılmalı, kamuda istihdam daha rasyonel bir plana bağlanmalıdır.

    7. devlet kurumlarında vatandaş odaklı dil ve kimlik

    devlet kurumlarının isimlendirmesi “millet” ya da “halk” odaklı hale getirilmelidir. örneğin “devlet hastanesi” yerine “halk hastanesi” denilmelidir.

    tüm kamu binalarına, bu kurumların vatandaşın vergileriyle finanse edildiğini belirten yazılar asılmalı, kamusal aidiyet duygusu güçlendirilmelidir.

    8. vergi reformu

    ötv ya kaldırılmalı ya da minimum seviyeye çekilmelidir.
    temel hiçbir üründe %10’dan fazla vergi uygulanmamalıdır.
    tüm dolaylı ve dolaysız vergilerin toplamı, anayasal güvenceyle, %50’yi aşamayacak şekilde sınırlandırılmalıdır.

    9. savunma sanayii politikası

    aktif olarak yürütülen tüm savunma sanayi projelerine devam edileceği net şekilde kamuoyuna duyurulmalı; bu alandaki yerli üretim kapasitesi daha da güçlendirilmelidir.

    10. medya düzenlemeleri ve rtük’ün kaldırılması

    rtük kaldırılmalı; yayın ihlallerine ilişkin cezalar yargı mercileri tarafından, ifade özgürlüğünü zedelemeyecek biçimde değerlendirilmelidir. basın ve ifade özgürlüğü, demokratik sistemin temel taşı olarak korunmalıdır.

    yukarıdaki öneriler, elbette daha kapsamlı bir politika bütününün yalnızca ilk adımlarıdır. sayın imamoğlu’nun, türkiye'ye umut veren bir lider olarak bu tür somut, uygulanabilir ve çağın gereklerine uygun reformları programının merkezine alması, kendisini sadece muhalefet lideri değil; yeni bir dönemin mimarı olarak konumlandıracaktır.

    belki editle diğer fikirlerimi de yazarım.

    sayın başkanım, sizi en kısa sürede aramızda görmek dileğiyle...
  • gerçekten çıkması gerekmekte artık. çok uzun zamandır içerde. halkın umutları da içerde. kimse unutmadı diğer siyasetçiler gibi olmadı. gündemden düşmedi sesi de kesilmedi.
  • unutmadık. ekrem imamoğlu hala zorbaca hukuksuzca esir tutuluyor. unutmayın!
  • istediğiniz kadar unutmadık yazın bal gibi unutulmuştur. halkımız tarafından konformizm adına satılmıştır. elbette gelecekte cumhurbaşkanı olabilir, hapisten konjonktür gereği çıkabilir ama bu kadar uzun süre bir belediye başkanının iddianamesi düzenlenmemiş bir davadan içeride olması skandal ötesidir ve bunu halk engelleyememiştir.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap