1996 entry daha
  • amlarını en yüksekten bozdurmaya çabalarken geçen zamanın piyasa değerlerine negatif etki yaptığını farketmemeleri.
    sonra yaş 30'a dayanınca da panik satış yapmaları.
  • erkek olarak yazacağım, ilişkiyi geniş anlamda (arkadaşından, ablasına.... fuckbodysinden sevgilisine) tanımlayacağım ve son olarak da çevremdeki kadınlardan referans alacağım:

    -saygısızlık, görüldü atıp geçmeler, arayacağım diyerek aramamalar vb. bunu hangi kimlikte olursanız olun yaptığınızda ben dahil bir çok erkek "aa ne kadar cool" demiyor, kimi üzülüyor kimi psikolojik olarak yıpranıyor kimi ise "moron" gözüyle bakıyor,

    -belirsizlik... bunu ister "yalan" ister "laf yuvarlama" isterseniz "emr-i vaki" isterseniz de "oldu bitti" vb. olarak tanımlayın fark etmez. ak dediğinize 2 saat/gün sonra kara demenizde "arkadaşlarımla oturalım" diyip bir anda arkadaşlarla "sevgili tanıştırılmasına" dönmesi de vb.. her türlü davranış o kadar ezici, yorucu ve anlamsız ki... yani neden direkt şu-bu demek yerine bi gizem bi belirsizlik ve/veya ani-baskıncılık? kimi zaman kafam karışıyor kimi zaman zerre anlamıyorum.

    -aslında temel nokta şu gerçekten kadın aklı kaotik ve zeki, erkek ise düz ve standart. dolayısıyla sizin "öküz anlamadı" dediğiniz bi noktayı gerçekten anlamıyoruz. bu da bizim ya da sizin suçunuz değil, bi iletişimsizlik modeli.

    -ben merkezcilik. şükür bu benim başıma istisnalar hariç pek gelmedi ama var böyle bir yapı. istiyorum olacak, olmalı tutumu da ben merkezci, "a o kadının bacağına baktın" meselesi de.. yahu sen o kadının bacağına bakınca ne görüyorsun bilmiyor ama ben varis, şişlik, kimi zaman da "insan 2 bacak üstüne kalkmasaydı, ne bok yerdik?" görüyorum. hani kime ne çekici geliyor bilmiyorum bilmek de istemiyorum, insan kadar düşkün/çekici gelen nokta vardır. ayak/bacak fetişistleri de var ancak hani benim fetişistliğim başka o'nu da bilse bile bi "kavga çıkarmacılık" bi "kıskançlık".... hayrola? neden bu kavga edeyim, mücadele edeyim, şımarayım tavrı?

    sözün özü kadın dediğin canlı ablasından, annesine, sevgilisinden bilmem nesine... çözülemez! en azından bence... 10 yaşında yeğene bile beni kızdırınca "ben kendime yeni yeğen bulacağım :)" diyorum, "yere batsın o yeğenin!" diyor... niye yere batıyor? anlamıyorum... yani bu mantık bana yıllarca dalga geçtiğimiz "ya benim olacaksın ya kara toprağın" mantığının devam ettiğini düşündürüyor. ya da "ya hep ya hiç! " mantığı da keza.. an-la-mı-yor-uz!

    "sen oraya mı baktın?", "sen o kadına mı baktın?" bi gün tersime gelecek "he baktım! geceleri de o kadınla yatıyoruz zaten!!" diyeceğim olmayacak! dahası bunun okumuşu, genci, yaşlısı vb. yok... hep bi kıskançlık, hep bi "benimsin" hep bi "ya terk edilirsem!" üzerine kurgulu drama odaklı baskı-bastırma rejimi... neden?

    tamam ata-erkil yapıda en çok kadınların psikolojisinin canı çıktı ama bunun sebebi ben değilim ki... ben o kadar aldatılmama rağmen herhangi birinizi herhangi bir kimlikle kısıtladım mı? hayır ee bende travmalarımı taşıyayım? ^^

    ha bi de sağlık meselesinde ricacı-baskıcı, hatırlatıcı-tekrarlayıcı olurum... "sen çok karışıyorsun!" olur... lan benim kadar mezhebi geniş, "erkek arkadaşınla mı buluşacaksın? olur, ben sana güveniyorum" diyen adama kısıtlayıcı denmesi sadece ve sadece "komik" geliyor...

    diğer nokta da bu aslında "kanıtsız, mantıksız-manasız" suçlamalar ve tartışma sırasında sınırlarının olmaması. karışıyorsun meselesi de buna örnek olabilir de en benim neznimde unutulmaz olanı: şehir dışından sırf hanımefendinin biri istemedi diye mavi gül buldum ki yıl milattan önce bilmem kaç! ^^ mavi gülü daha çiçekçilerin bir kısmı duymamış bile ( ki koparılma çiçek almayı da sevmem ama hanımefendi istedi) mevsim dışında olmasının da etkisiyle şehri altüst etmişim... çiçek dayanamaz diye tüm programımı alt-üst edip o gün şehir dışına hanımefendiye ulaştırmaya gitmişim... 2-3 saat sonra "sen bana değer vermiyorsun, versen içmeye gelirdin benle" diyen kadın... ankara'dan izmir'e gitmişim ama "yorulma hakkım" yok ya üstüne bi de içmeye çıkacağım... ^^ " o gülü sen mi g*tüme sokarsın ben mi g*tüme sokayım" dedim diye küsmüştü de ben g*tümü dönüp uyumuştum... otobüste uyuyamadığımı bilmesine rağmen o tribi yedim... "tribal enfeksiyonum var, bana trip atma direkt söyle yeter" dememe rağmen.. işte diğer mesele de konuşmak yerine ve/veya şımarmamak yerine trip atmak.

    ha namus gereği ekleyelim bunlar benim çerçevemden görünen, karşı taraflara sorma imkanımız olsa onlar kim bilir ne der? ^^
  • eski ilişkilerinden çok bahsetmeleri. bunu yapan kaybeder.
  • ( onlarjn tabiriyle) vermek.

    vermeyenlerin çoğu evli üstelik herifleri sağlam yiyorlar, harbi yiyorlar ama adamların hic zoruna gitmiyor, ilkiyim tabii hakki; helali hoş olsun diyorlar oysa özgürlükçü bacılar sade bir nikah da olur diye her şeyden vazgeçip evlenince de ev geçindiriyor. erkeğin ailesi tarafından gram itibar görmüyor , kendi geldi diye.

    bu ülkede erkekler çoğunlukla ikiyüzlü. en medeni geçineni bile ikiyüzlü. ünvan münvan tiri vırı. sana gelecek vereceksem geçmisjn temiz olacak diyorlar, aleni bir şekilde. bana verdiyse kaç kişiye vermiştir hesabi yapıyorlar beni sevdiği için benimle oldu demiyorlar yani.

    sizle 3 sene beraber yaşarlar evliyiz zaten derler, devletin onayı mi? ne kadar feodal düşünceler, ilkel yaklaşımlar .. derler 1 gonca bulurlarsa tüm krediyi çekip şaşalı düğün yaparlar.

    erkekler ne diyorsa kadınların zararınadir. genç kızlar ne beraber yaşama ne tatil ne bilmem bir şey. resmi nikah yoksa yanaştırmayin yanınıza. haklarınıza sahip çıkın. basliklarda bile yaşını almış kazancı iyi ama açılmamış gonca arayan adamlar var. bunlardaki medenilik ve özgürlük kendilerine kadar. elin evladı ele ucuz ne olacak?

    + yıllarca beraber yaşayıp kızın ailesi dırdır etmesin diye evlenenler de 3 yıl dolmadan bosuyor âdet yerini buldu diye. durduk yere dul kalınıyor sonra şaibe doğuyor. toplum bu.

    ne istediğini bilen, haddini bilen; kadına sahip çıkıp toplumda kadını onore edip evlilik teklifi yapmaya hazır olanlara bakın. mahremiyet her zaman masumiyettir.
    saçma sapan tiplerle yaşanan ilişkiler sonrasında kendjnizi değersiz hissetmeyin.
  • ilişkilerini, çevresinde bulunan her ilişkiyle karşılaştırması. yapılabilecek en büyük hataların başını çeker kanımca. ikinci en büyük hata; bir problem, sıkıntı olduğu zaman bunu yüzyüze olduğunuzda çözmezler ama o günün sonunda herkes evine dağıldığında ya da bireyler birbirinden uzaklaştığında, mesaj yoluyla tüm problemi kusmaları ve celallenmeleridir.
  • fırsat vermek. o fırsatı vermeyecektim deriz hep. bi yerde kontrolü bıraktığın an olur. öküz hep öküzdür. sen vermesem de bir yolunu buluyorsa hakkına girmenin.ya bizim hata yapmamız kaçınılmaz. hep güçlü olmak zorundasın. hangi adam, adam gibi kalmış ki?
  • etrafındaki kız arkadaşlarının her söylediklerine inanmaları, onları gerçek dostları sanmaları, onların söyledikleri üzerine karar almaları ve onların yönlendirmelerini kendi kararlarıymış gibi güçlü kadın yanılgısı!
    yıllar sonra acı gerçekler ile karşılaşırlar ve kıskançlıkları farkederler ama zaman çoktan geçmiştir!
  • eski eşim için söylüyorum, anal sekse müsaade etmiş olması.

    edit: mesele g.t olunca pek çok kişinin ilgisini cezbetti konu. ben birisine acı vermemeliydim bundan keyif alacak olmam onun fedakarlığı olmamalı. oldu mu?
  • çevrelerinden çok çabuk etkilenerek kendi ilişkilerini anlamlandırmaya çalışmaları. ilişkide karşı tarafı anlayabilmek için zaman harcamak istememeleri sonucunda yeni ufuklara yelken açmaya çalışmaları ve çırpındıkça daha çok batmaları. aslında gerçekten sevmeye çalışmamaları. çünkü gerçek sevgi zamanla inşa edilir. kadınlar da hissettikleri değersizlik duygusuyla sadece sevilmeye odaklanırlar. her şeyin kendi hızlarında olmasını isterler.

    yukarıdaki bir yazarın da dediği gibi çevresindeki kız arkadaşlarını gerçek dostları sanarlar. onlara ilişkilerine dair her şeyi anlatırlar. üstüne bir de tavsiye alırlar. bu şekilde nice ilişkiler sabote edilmiştir. ama bunu ileride farkettiklerinde iş işten çoktan geçmiştir. kısacası ilişkileri için kız arkadaşlarından yorum almak diyebiliriz.
  • - fedakarlık denilen şey
    - kıyamamak. sizin katlanabildiğiniz şeye o hayli hayli katlanabilmeli
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap